Kimse yayınlamıyorsa ben yayınlarım gezi yazıları 1: Helsinki Mon Amour


Helsinki Avrupa şehirleri söz konusu olunca popüler anlamda en az ilgi çeken şehirlerden biri. Oysa gittiğimde en sevdiğim şehirler arasında ilk sıraya yerleşti. Bunda Aki Kaurismaki sevgimin payı yadsınamaz elbette. Kaurismaki demişken kardeşiyle birlikte işlettikleri Kino Laika Helsinki'ye bir saat uzaklıkta. Ne yazık ki gidemedim orası ayrı

Sibirya kökenli bir halk olan Finler, 19.yyda Rus çarlığına bağlı yaşamaya başlıyorlar 1917 yılına dek. Ülkede Sovyet etkisi mimaride ve genel olarak kentin düzenlenmesinde (meydanlarda anıtlarda vs) göze çarpıyor. 

       

Çok temiz bir havası var, her yerde kedi boyunda martılar dolanıyor. insan çok az. Son derece yeşil özellikle havalanından şehre gelirken gözünüz yeşile doyuyor  ve gecenin hangi saati olursa olsun arkanıza bakmadan rahatça gezebileceğiniz bir şehir Helsinki. Ulaşım pratik, bir tramvayla her yere gitmek mümkün. Müzecilik gelişmiş, ülkenin geçmişiyle yüzleştiği modern sanat eserlerini ya da klasik eserlerini görmeniz mümkün. Keçe ve cam üzerine çalışıyorlar bu ürünleri alabileceğiniz çok sayıda dükkan mevcut. 

       

Şehirde dükkanlar ya da insanlar gösterişten bir hayli uzak. Örneğin Paris Champs Elysées tarzı bir gösteriş sınıfsal anlamda Helsinki'de yok. Bu durumun yine ülkenin Sovyet geçmişi ile ve ekonomi politikalarıyla ilgili olduğunu var saymak mümkün. Binalar yenilenmemiş, yeni binaysa yok gibi bir şey. 

Finlandiya'ya dair tek olumsuz deneyimim ülkeye girişte ve dahi çıkışta pasaport görevlilerinin suratsız sessiz eziyetleriydi. Belgeleri saatler boyunca inceleyip yüzüme sessiz ve yargılayıcı biçimde bakmaları sırat köprüsünden geçmek ve sabır sınavı gibiydi. 

 


Kentte güneş ve sıcak hava az rastlanan bir şey olduğundan ilk fırsatta bikinilerle güneşleniyorlar. Aşağıdaki ahşap kapılar bir asansöre ait, binaların eski haliyle korunduklarını göstermek için ekledim. Üstte de büyük bir kitapçının ağır demir kapılardan oluşan girişini görebilirsiniz. 






Meraklısına Not: Fotoğrafları Canon Eos 500D ile çektim.


  62. Altın Portakal Ulusal Yarışma Filmleri:  Mülteciler, yoksulluk ve kadın cinayetleri . 10 Kasım 2025 tarihinde bianet'te yayınlanmı...