Andrea Arnold Sineması’na Bir Bakış: Mia, Star ve Bailey

 5 Ocak 2025 tarihinde Birgün Pazar'da yayınlanmıştır

Andrea Arnold toplumcu gerçekçi Birleşik Krallık sinemasının yeni Ken Loach’u olarak anılıyor sıkça. Ancak Arnold’un üslubunun gerçekçilikten ziyade şiirsel olduğu da ifade ediliyor. Lucy Bolton Arnold’un tarzının her şeyi bire bir sergilemek olmadığını fenomenolojik deneme, mekan zaman ve hareketin sinematik fenomenolojisi olarak yorumlanabileceğini söylüyor. Aslında adına gerçekçi dediğimiz şey Mike Wayne’e göre, sadece filmin ya da sahnenin gerçek dünyada bildiklerimizle nasıl ilişkili olduğuna dair değerlendirme değildir. Gerçekçilik her zaman, gerçekliğe dair imgenin nasıl üretildiğine ve diğer temsillerle nasıl bir ilişki ya da diyalog içinde olduğuna dair yargıyı içerir. Wayne’nin belirttiği gibi gerçekçilik temsilin “görsel-işitsel” araç setinde yenilik, kırılma ya da değişikliktir. Diğer geleneklerle ve belirli filmlerle ilişki içindedir ve karşılaştırma yapmamızı gerektirir. Bu bağlamda Arnold’un filmleri kendi özgün üslubu çerçevesinde gerçekçi olarak kabul edilebilir.  Yanı sıra varisi olarak görüldüğü Ken Loach’un Kes (1969), Sweet Sixteen (2002) ve Angel’s Share (2012) başta olmak üzere çoğu filminde ana karakteri olan yoksul, işsiz ve eğitimsiz genç İngiliz erkeklerinin yerini Arnold’un sinemasında genç kadınlar alır. Dans eden, sorumluluk alan, çevresini gözleyen, video çeken, şefkatli, uğradıkları istismara haksızlıklara direnen, yerleşik olmayan, güçlü genç kadınlar.

                      

Kent şehrine bağlı Erith'te doğan Arnold filmlerinde kendi hayatını anlatır bir bakıma. Dört çocuğun en büyüğüdür; doğduğunda annesi on altı, babası ise on yedi yaşındadır. Yetişkinlerin yetişkin gibi davranmadıkları çocuk yetiştiren çocukların oluşturduğu işlevsiz ihmalkar aileleri konu edinir. Arnold’un sinemasının özünü, anlattığı tüm temaları Oscar ödülü kazanan kısa filmi Wasp’te (2003) görürüz. Wasp malum hem eşek arısı manasına gelir hem de sosyo politik bir ifade olan White Anglo Sakson Portestan’ın kısaltılmış halidir. Wasp, kendisi ergenlikten yeni çıktığı halde dört çocuğa annelik yapmaya çalışan yoksul Zoe’yi anlatır. Çocuklarına toz şekerden başka verecek şeyi olmayan Zoe için, dört çocuğunu gece barın kapısında bırakarak flört etmek ve ilişki yaşamak sorumluluklarından, hayatın yoğun ciddiyetinden kaçış anlamına gelir. Popüler kültürün David Beckham mitolojisi sınıf bilincinin yerini almıştır. David adındaki eski sevgilisiyle flört etmek bu nedenle de önemlidir. Zoe mükemmel değildir kuşkusuz ama çocuklarını  evde yalnız bırakmaktansa, her ihtimale karşı yanında götürmeyi tercih eder. Film adını, Zoe’nin uyuyan bebeğinin ağzına giren arıdan alır. Beyaz Anglo Sakson Protestan ve açlık sınırında yoksul olmaya dair güçlü bir ironi.

Fish Tank (2009), American Honey (2016) ve Bird (2024) Arnold’un kısa filmi Wasp’te anlattığı temaları, üslubunu sürdüren filmler. Genç yaşta anne oldukları için hazır olmadıkları sorumluluğu alan, koşulsuz sevgi gösteremeyen, bunun yerine çocuklarıyla kardeş rekabetine giren kusurlu anne ve babalar Arnold’un değişmeyen karakterlerini oluşturur. Ekim 2009'da, dönemin muhalefet lideri David Cameron, seçmenleri  kendisine oy vererek Birleşik Krallığın bozuk durumunu onarmaya davet eder. Cameron’a göre Birleşik Krallık’taki bozukluğun sebebi bekar anneler, zayıf eğitim, anti-sosyal davranışlar, alkolün kötüye kullanımı, genç yaşta cinsellik ve istihdam eksikliğidir. Muhafazakar partinin bozukluğa dair tasvir ettiği her şey Essex toplu konutlarında geçen Fish Tank’te mevcuttur. On beş yaşındaki Mia, annesinin sevgilisi Connor ile birlikte olur, annesi o sırada üst katta sızmıştır. Connor evlidir ve sınıfsal anlamda Mia, kardeşi ve annesinden hayli farklı bir hayata sahiptir. Connor’un orta sınıf çekirdek aile hikayesi dışarıdan mükemmel görünse de Arnold bize iç yüzünü gösterir. Wasp ideolojisinin kusursuz orta sınıf aile babası hem Joanne ile hem de Joanne’ın reşit olmayan on beş yaşındaki kızı Mia ile,  Mia’nın baba eksikliğini ihmalkar aile ortamını  kötüye kullanarak onunla birlikte olmakta beis görmez.


American Honey’de Arnold mizansenini bu kez Amerikan taşrasına taşır. Yönetmen filmi, 2007 yılında New York Times’ta mag crew (dergi ekipleri) hakkında çıkan haberden ilham alarak yazar. İhmalkar anne, üvey kardeş, tacizci baba, yoksulluk mizansenin değişmez öğeleri olmayı sürdürür. Arnold’un kadın karakterleri yerleşik değildir ancak American Honey’de Star annelik yaptığı kardeşlerini annesine bırakıp, işlevsiz aile evini terk ederek dergi aboneliği satan gençlerle tamamen yolda yaşamaya başlar. American Honey Star’ın kendi hayatının öznesi olma sürecini Amerikan taşrasına dair politik gözlemle birlikte anlatır. Bird ise Arnold’un çocukluğunun geçtiği Kent’te geçer. On iki yaşındaki androjen görünümlü baş karakter Bailey’i canlandıran Nykiya Adams, Arnold sinemasında alışık olduğumuz üzere ilk oyunculuk yapmaktadır. Fish Tank’ta Mia nasıl baba figürü eksikliği hissediyorsa Bailey de anne eksikliği çeker. İyi niyetli ama çok hata yapan ergen bir babaya (Bug) sahiptir. Mia dans ederken Bailey güçlü gözlem yeteneğine, sinematografik bakışa sahiptir. Mia karakter gelişimini ergenlikten yetişkinliğine geçişini temsil eden bir atla arkadaşlık ederken Bailey kuşlara hayrandır. Bu nedenle kendisini ve annesini korumak için üvey babasıyla fiziksel anlamda kavga ettiği sahnede tuhaf arkadaşı Bird’ün şahine dönüştüğünü düşünür, hayal eder. 

                  

                                     

Bird  alışageldiğimiz işçi sınıfı filminden beklenen mücadele ya da şiddete odaklanan anlatı kalıplarını alt üst ederek, Bailey’nin babası Bug ve arkadaşlarının Coldplay'in Yellow şarkısını hep bir ağızdan söyledikleri sahnede ya da Bailey, abisi Hunter ve babası Bug’ın elektrikli scooterda yolculuk ettikleri sahnede olduğu gibi karakterlerini huzurlu bir akış içinde gösterir.


                              

                               

                                

Bird’ün son sahnesi American Honey’nin son sahnesiyle aynıdır. Bailey bir tilki ile karşılaşır ve gözleri tilkinin rengini alır, Star’ın ayıyla karşılaşması ve ardından gece gölde arınarak yeniden doğmasında olduğu gibi son tahlilde Bird de büyüme ve güçlenme öyküsüdür.

Isaac Arif, Bird’ Review: Finding Beauty in The Overlooked 

● Lucy Bolton, A Phenomenology of Girlhood: Being Mia in Fish Tank. içinde International Cinema and the Girl (Ed. Fiona Handyside, Kate Taylor-Jones) Palgrave MacMillan 2017

● Ian Urbina, For youths a grim tour on magazine crews 

● Mike Wayne,  Theses on realism and film, International Socialism Journal 

AlissaWilkinson, Bird Review: In Search of Safety 

Amber Wilkinson, Wasp 

 

  
















Filmlerle Bugünün Cadıları

Mone Chollet   Bugünün Cadıları; Kadınların Yenilmez Gücü   ( Çev:   Z. Hazal Louze, İletişim Yayınları)     Kitap eleştirisi / bianet.org...